Öz Sağlık-İş Sendikası’ının yetkili olduğu İki Bakanlıkta İşçiler Belirsizlik İçinde

17 No’lu Sağlık ve Sosyal Hizmetler İşkolu’nda örgütlü ve hem Sağlık Bakanlığı hem de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işçileri adına yetkili olan Öz Sağlık-İş Sendikası, toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine dair uzun süredir resmî ve şeffaf bir bilgilendirme yapmamakta, işçileri belirsizlik içinde bırakmaktadır.

İki Bakanlık, İki Farklı Bekleyiş:

• Sağlık Bakanlığı işçileri, 2025 yılına girilmesine rağmen hâlâ 1 Ocak 2025 tarihinden bu yana geçerli olacak yeni bir TİS ve ücret artışı beklemektedir.
• Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işçileri ise çok daha uzun bir süredir, 1 Kasım 2024 tarihinden bu yana yeni sözleşme ve zamma dair beklenti içerisindedir.

Her iki bakanlık işçisi açısından da geçen süreye rağmen, ne resmi takvime dair açıklamalar yapılmakta ne de toplu sözleşme görüşmelerinin hangi aşamada olduğu hakkında kamuoyuna bir bilgi sunulmaktadır.

Resmî Takvim İşliyor mu, İşlemiyor mu?

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 35. ve devamı maddeleri uyarınca:

• Yetki belgesinin alınmasının ardından 60 günlük görüşme süresi başlar.
• Anlaşma sağlanamazsa bu süreci takiben arabuluculuk aşamasına geçilir.
• Arabuluculuk döneminde de anlaşma olmazsa grev oylaması ve grev aşamaları gündeme gelir.

Ancak gelinen noktada Öz Sağlık-İş Sendikası;

• Yetki belgesini ne zaman aldığına dair bilgi vermemekte,
• 60 günlük görüşme süresinin başlayıp başlamadığını belirtmemekte,
• Arabulucuya gidilip gidilmediğini kamuoyuyla paylaşmamakta,
• Süreçte hangi taleplerin iletildiğini ya da karşı tarafın tekliflerinin ne olduğunu açıklamamakta,
• Dahası, “Kamu Çerçeve Protokolü bekleniyor” gibi genel ve kaçamak ifadelerle süreci geçiştirmektedir.

İşçi Süreci Takip Edemiyor

İlgili sendikanın şubelerine ya da temsilcilerine yöneltilen sorular ise çoğu zaman “Genel merkezden haber bekleniyor” cevabıyla geçiştirilmekte, işçiye kendi toplu sözleşmesine dair hiçbir somut bilgi sunulmamaktadır. Bu da işçinin anayasal hakkı olan toplu sözleşme sürecine dair bilgi alma hakkının ihlali anlamına gelmektedir.

Şeffaflık Beklentisi Karşılıksız

Toplu iş sözleşmesi gibi işçinin doğrudan ekonomik ve sosyal haklarını ilgilendiren bir konuda, sürecin resmî takvime uygun ilerleyip ilerlemediği bile meçhulken, yetkili sendikanın sessizliğini koruması, ciddi bir güven bunalımı yaratmaktadır. İşçiler artık net olarak şu sorulara cevap beklemektedir:

• Yetki belgesi alındı mı?
• Görüşmeler başladı mı?
• Arabuluculuk sürecine geçildi mi?
• Sendikanın talepleri ve işverenin teklifleri nedir?
• TİS hangi takvime göre ne zaman sonuçlanacak?

İşçiler için bu sürecin uzaması yalnızca ekonomik kayıp değil; aynı zamanda sendikal temsilin meşruiyeti açısından da ciddi bir kırılmaya yol açmaktadır.