2025 Kamu İşçileri Çerçeve Protokolünde Son Durum

2025 Kamu İşçileri Çerçeve Protokolünde Son Durum
Yayınlama: 20.07.2025
A+
A-

Zam Pazarlıkları, Sendikaların Tepkileri ve Taban Ücret Gerçeği

Türkiye genelinde yaklaşık 700 bin kamu işçisini kapsayan 2025–2026 yıllarını içeren toplu iş sözleşme süreci, 2025 yazının en kritik emek gündemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Süreç, yalnızca zam oranlarının belirlenmesi değil; taban ücretlerin adil şekilde güncellenmesi, sosyal hakların iyileştirilmesi ve çalışma düzeninin yeniden yapılandırılması gibi pek çok temel konuyu da kapsıyor.

Görüşmeler Nasıl Başladı?

Süreç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının temsilcileri 27 ŞUBAT 2025 tarihine sundu. Ancak uzun süre kamu işvereni sessiz kaldı yanıt vermedi. ayında başladı. İlk olarak, hükümetin kamu işçilerine sunduğu birinci teklif şöyleydi:

Hükümetin İlk Zam Teklifi:

  • 2025 yılı için:
    • İlk 6 ay: %16
    • İkinci 6 ay: %8
  • 2026 yılı için:
    • İlk 6 ay: %7
    • İkinci 6 ay: %5

Ancak bu teklif, hem Türk-İş hem de Hak-İş tarafından “gerçek enflasyonun çok altında”, “işçiyi yoksullaştıran” bir öneri olarak değerlendirildi. İşçi tarafı masadan bu oranlarla kalkmadı, eylem uyarıları başladı.

Sendika Talepleri: Taban Ücret Gündemi Ön Planda

Görüşmelerin en kritik gündemlerinden biri taban ücretin yükseltilmesi oldu. Mevcut tabloda kamuda farklı işyerlerinde çalışan işçiler arasında büyük ücret uçurumları bulunuyor. Aynı işi yapan işçilerin maaşları arasında binlerce TL fark olması, ciddi bir adaletsizlik olarak görülüyor.

Sendikaların Ana Talepleri:

  • En düşük günlük brüt ücretin 1.800 TL’ye çıkarılması
    (Yaklaşık 54.000 TL/ay brüt maaş)
  • 2025 ilk 6 ayı için %50 zam
  • Sonraki her 6 ay için en az %25 artış
  • Refah payı uygulamasının eklenmesi
  • İkramiye, yemek, ulaşım, sosyal yardım gibi sosyal hakların güçlendirilmesi
  • Eşit işe eşit ücret ilkesi çerçevesinde taban ücretin eşitlenmesi

İkinci Zam Teklifi: Tepkiler Büyüdü, Eyleme Dönüştü

Hükümet, ilk teklifin ardından ikinci bir teklifle masaya döndü. Ancak bu teklif de beklentileri karşılamaktan uzaktı:

2. Teklif:

  • 2025 yılı için:
    • İlk 6 ay: %17
    • İkinci 6 ay: %10
  • 2026 teklifinde değişiklik yapılmadı (%7 / %5)

Bu aşamada sendikalar, sahada eylem takvimlerini uygulamaya başladı. İş yerlerinde basın açıklamaları, üretimi durdurma uyarıları ve kamuoyuna açık mitingler yapıldı. Hatta 17 Temmuz 2025 günü Türk-iş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

Üçüncü ve “Son” Teklif Açıklandı

18 Temmuz 2025’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından kamu işçilerine yönelik “üçüncü ve nihai teklif” açıklandı.

3. (Son) Teklif:

  • 2025 ilk 6 ayı: %24 zam
  • Devamındaki tüm dönemler: Gerçekleşen enflasyon oranında zam

Bakan Işıkhan, bu teklifin “kamu dengelerini gözeten, işçiyi koruyan, sürdürülebilir” bir teklif olduğunu vurguladı. Ancak sendikalar bu teklifi kabul etmek için yeterli bulmadı.

Sendikalardan Net Tepki: Ücret + Sosyal Hak = Gerçek Toplu Sözleşme

Ramazan Ağar (Türk-İş Heyetini Temsilen):

Ramazan Ağar, kendilerine sunulan “%24 + enflasyon” teklifiyle ilgili şunları söyledi:

“Bugün itibarıyla birinci 6 ay yüzde 24, ikinci 6 ay gerçekleşen enflasyon, üçüncü 6 ay gerçekleşen enflasyon, dördüncü 6 ay gerçekleşen enflasyon adı altında verildi. Sadece bu şekliyle bugün bize bu teklif verildi. Ancak sosyal haklar, çalışma düzeni, iş yerlerine özgü sorunlar, bunların tamamı ücretler kadar önemli.”

Devamında, sürecin halen açık olduğunu ve detaylı görüşmeler yapılacağını belirtti:

“Bugün itibarıyla aylardan beri görüşmemizin sonucunda bir ilerleme var. Burada bunu söylemek isterim. Biz her zaman masa başında müzakere yaparak, görüşerek bir sonuca gidelim diyoruz. Bir yere kadar gelindi. Önümüzdeki hafta da diğer sosyal haklarla, iş yerine özgün sorunlarla, verilen bu yüzde konularıyla ilgili tekrar görüşmelere devam edeceğiz. İş sonuçlanmış değil.”

Pazartesi günü yapılacak değerlendirmeyle ilgili şunları da ekledi:

“Pazartesi itibarıyla tekrar bir araya gelinerek bu sosyal hakları, iş düzenini, iş yerine özgü sorunları pazartesinden itibaren görüşeceğiz… Temennimiz iyi niyet kuralları içerisinde işçi arkadaşlarımızın dayanacak gücü kalmadığından dolayı, işçiye yakışan ücret… inşallah iyi bir sonuç alırız… Önümüzdeki hafta biraz daha ilerleme kaydederiz. İlerleme kaydedersek önümüzdeki hafta inşallah sonuna gideriz.”

Devlet Sert (Hak-İş Heyetini Temsilen):

Devlet Sert de sürecin yapıcı bir zeminde sürdüğünü vurgulayarak şunları kaydetti:

“Burada sendikal rekabet yapmıyoruz. Her sendika kendi iş kolunun sorunlarını zaten bakanlığa bildirdi, taslağa ilave ettik. Omuzumuzdaki yükün ne kadar ağır olduğunu, 600 bin kamu işçisinin yükünü, sorumluluğunu sırtımızda taşıyan bir anlayışla mücadele verdiğimizi de kamuoyunun bilmesi lazım. Evet, süre çok uzadı. Bu yıpranmışlıklar, sahada beklentiler, elbette ki haklı talepler, sendikalarımızın haklı tepkileri tüm bunları bir tarafa bırakarak önümüzdeki süreçte inşallah bütün çalışanlarımızın mutlu olacağı, huzurlu olacağı bir anlayışla bu çerçeveyi de çizmiş olacağız.”

Ayrıca, iş kollarına dair detaylı müzakerelerin başlayacağına dikkat çekti:

“Elbette ki bunlar bir teklif. Sonuç itibarıyla detaylı toplu sözleşme müzakerelerini sendikamız yapacak. Koordinasyon kurulu olarak kendi kurullarımızda bunu tartışacağız. Önümüzdeki hafta inşallah detaylı bir şekilde oturumlara geçmiş olacağız. Bakanlığımızın daha önce hem HAK‑İŞ’i hem TÜRK‑İŞ’i davet ederek her iş kolunun sorunlarını masaya yatıracak şekilde talepleri alması, bunu müzakere sürecine dahil etmesi sevindirici bir olay.”

Taban Ücret Sorunsalı: Sessiz Kriz

Görüşmelerin perde arkasında en çok dile getirilen ama kamuoyunda yeterince yer bulmayan konu, taban ücret eşitsizliği. Kamuda:

  • Aynı işi yapan işçilerin biri 45.000 TL alırken, bir diğeri 32.000 TL maaşla geçinmeye çalışıyor.
  • Geçmiş yıllarda yapılan sözleşmelerde bazı kurumlar ssözleşme zam tarihlerinin Ocak ve Temmuz tarihleri olmaması sebebiyle KÇP tarihlerine uyum sağlayamamıştı. Bu da bazı kurumların diğerlerinden düşük oranda enflasyon farkı almasına sebep olmuştu.
  • Mesela aynı bakanlığa ait bir il müdürlüğü binasında (Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı), İl müdürlüğü temizlik personeli 40.000 TL maaş alırken, Çocuk Hizmetleri kuruluşunda çalışan temizlik personeli 30.000 TL maaş almakta.
  • Bu fark ise taban ücretlerdeki farklılıklardan kaynaklandığı bilinmekte.
  • Bu durum eşit işe eşit ücret ilkesini açıkça ihlal ediyor.

İşçilerin beklentisi:

Tüm kurumlar arasında asgari bir ücret tabanı belirlenmesi ve bunun altına düşenlerin yukarı çekilmesi. Aksi hâlde bu farklar her yeni sözleşmede daha da açılıyor.

Son Durum ve İleriye Dönük Adımlar

Gelinen noktada:

  • Hükümetin sunduğu “%24 + enflasyon” teklifi sendikalara iletildi.
  • Pazartesi günü, taban yevmiye, sosyal haklar ve işyeri sorunları masaya yatırılacak.
  • Süreç halen müzakereye açık durumda.

Netice olarak

2025 kamu toplu iş sözleşme süreci; yalnızca zam oranlarının değil, iş barışının, eşitliğin ve sosyal adaletin de yeniden tanımlandığı bir dönüm noktası. Sendikalar, ücret teklifinin yanında sosyal haklar ve taban ücret adaletsizliğinin mutlaka çözülmesini istiyor.

Son teklif, önceki tekliflere göre bir ilerleme sunsa da:

  • Gerçek enflasyon beklentileri,
  • İşçinin alım gücü kaybı,
  • Diğer sosyal yardım ve yan kalemlerin arttırılması,
  • Tayin hakkı ve
  • Kurumlar arası maaş uçurumları gibi sorunlar henüz çözüme kavuşmuş değil.

Masadaki son pazarlıklar, kamu emekçisinin önümüzdeki iki yılını şekillendirecek nitelikte. Tarafların bundan sonraki adımları, emek tarihine nasıl geçeceğini belirleyecek.


kamuiscileri.org sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Bildirimleri Etkinleştir Evet Hayır