17 No’lu Sağlık ve Sosyal Hizmet İş Kolu’ndaki Sendikalara Ne Oluyor Böyle?

17 No’lu Sağlık ve Sosyal Hizmet İş Kolu’ndaki Sendikalara Ne Oluyor Böyle?
Yayınlama: 22.02.2025
A+
A-

Türkiye’de sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda faaliyet gösteren sendikalar, işçinin yüzünü güldüren, kazanımları ile gündemde olmları gerekirken; son dönemde ciddi yönetim krizleri ve hukuki sorunlarla gündeme geliyorlar. Özellikle Öz Sağlık-İş Sendikası ve Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası’na yönelik kayyum ataması kararı, iş kolundaki sendikal yapının güvenilirliği ve işçilerin haklarının korunması konusunda önemli soru işaretleri doğurmuştur.

Öz Sağlık-İş Sendikası’na Kayyum Atanması Süreci

Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Öz Sağlık-İş Sendikası, 20-21 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleştirdiği 3. Olağan Genel Kurulu’nda usulsüz delege seçimleri yapıldığı iddiasıyla hukuki bir sürece maruz kalmıştı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, bu genel kurulun iptaline ve sendikaya üç kişilik bir kayyum heyeti atanmasına karar vermişti. Kararda, genel kurulun kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak toplandığı ve seçim mevzuatına uygun olmayan işlemler yapıldığı belirtilmişti. Nitekim süreç bu şekilde gelişti, kayyum atanıp mevcut yönetim tekrar seçilmişti.

Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası’na (Sağlık-İş) Kayyum Atanması

Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası’da benzer süreçte. Sağlık İş Sendikasına Ankara 4. İş Mahkemesi kayyum ataması kararı verdi. Karar bir üst mahkeme sonrası netleşecek. Sağlık ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi iki büyük bakanlıkta başarısız yetki süreci sonrası çok geçmeden, bu gelişme, sendikanın yönetimlerindeki sorunların derinleştiğini ve işçilerin sendikaya olan güveninin ciddi şekilde sarsıldığı açıkça görülmekte. Nitekim üye istifaları ve düşen üye sayıları bu durumu doğrular nitelikte.

17 No’lu Sağlık ve Sosyal Hizmet İş Kolu’ndaki Sendikalara Ne Oluyor?

Sendika yönetimlerinin, usulsüzlükleri sebebi ile kayyum riskiyle karşı karşıya kalması, üyelerin ve iş kolundaki tüm işçiler için hak mücadelesine balta vurması kaçınılmaz görünüyor. 17 No’lu iş kolunda faaliyet gösteren sendikaların yaşadığı bu tür yönetim krizleri ve hukuki sorunlar, işçilerin sendikalara olan güvenini sarsmaktadır. Sendikaların iç çekişmeleri, koltuk kavgaları ve maddi çıkar çatışmaları, işçilerin hak mücadelesini olumsuz etkilemektedir. İşçiler, sendikalardan kendi sorunlarına çözüm bulmalarını beklerken, sendika yönetimlerinin iç meselelerle meşgul olması, çalışanların moral ve motivasyonunu düşürmektedir.

İşçiler Sendikalarından Ne Bekliyor; Sendikaların Gündemi Ne?

Sağlık ve sosyal hizmet işçileri, sendikalarından öncelikli olarak çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücret artışları, sosyal hakların korunması ve geliştirilmesi gibi konularda aktif rol almalarını beklemektedir. Ancak, sendikaların iç çekişmeleri ve yönetim krizleri, bu temel görevlerin ihmal edilmesine yol açmaktadır. İşçiler, sendikaların kendi aralarındaki güç mücadelelerinden ziyade, sahada aktif olarak sorunlarına çözüm üretmelerini talep etmektedir.

Sendika yönetimlerindeki koltuk ve unvan kavgaları, maddi kazanç hırsları ve şube çekişmeleri, işçilerin maddi ve manevi saygınlığı ile ekonomik refahının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülmektedir. Bu tür iç çekişmeler, sendikaların asıl misyonlarından sapmasına ve işçilerin sorunlarının göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Ayrıca, sendikaların işçi aidatlarıyla finanse edilen kaynaklarının, işçilerin gerçek ihtiyaçları yerine yönetim kadrolarının çıkarları doğrultusunda kullanılması, çalışanlar arasında büyük bir rahatsızlık yaratmaktadır.

Sağlık ve sosyal hizmet iş kolundaki sendikaların yaşadığı bu tür yönetim krizleri ve hukuki sorunlar, işçilerin sendikalara olan güvenini ciddi şekilde zedelemektedir. Sendikaların, iç çekişmeleri bir kenara bırakarak, işçilerin gerçek sorunlarına odaklanmaları ve onların haklarını savunma noktasında etkin rol oynamaları gerekmektedir. Aksi takdirde, sendikaların varlık amacı sorgulanacak ve işçiler alternatif çözüm arayışlarına yönelebilecektir. Bunlar belki de platform, dernek, gibi çözümler olarak aransa da kırılamayan tekel sebebi ile yeni sendikalar da ya yeterli üye sayısına ulaşamıyor ya da işçilerin teveccühünü kazanamıyorlar.

Burada geriye belki de, en doğru seçenek, eldeki sendikaların düzgün, sıkıntısız, adamını kayırmayan kurumlara dönüştürülmeli. Sadece kendi yöneticilerine faydası olan sendikacılıktan çıkarak işçiyi merkeze alıp, sadece işçi menfaatine endeksli sendikacıların görevlere gelmesinin sağlanması gerekiyor. Bunun için işçi de elini taşın altına koymasının zamanı gelmiş de geçiyor… Bu konun diğer bir ayağı ise yeni sendikaların önünü kesen, tekelleşmenin en büyük sebebi olan 6356 sayılı Sendikalar Kanunun güncellenmesi gerekmektedir.


kamuiscileri.org sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Bildirimleri Etkinleştir Evet Hayır